BİZ
Merhabalar Bloğun ilk yazısı kendimizi tanıtma yazısı olsun istedim Öğretmenlik kariyerine okulsuz/sınavsız eğitim, demokratik öğrenme, bireysel farklılıkları ön plana çıkararak her bireyin kendi hızında ve kendi yetenekleri ile ilerleyebileceği bir yaşam şekli olarak çıkmış bizler günün sonunda bazı gerçekleri kabullenerek “bu gerçeklere rağmen” öğrenciyi az zamanda daha verimli çalışma yöntemleri ile buluşturmayı ve onu yormadan, yıpratmadan da okul/sınav sürecinin tamamlayabileceği üzerine kurguladığımız öğretim modelleri tasarladık. Biliyoruz ki öğrenmenin iki ayağı vardır Bu ayaklardan biri ve en kıymetlisi yetişmiş öğretmen, diğeri ise öğrencidir. Öğretmen eğitimimiz için tasarladığımız iki eğitimden biri “Çevik Öğretmen” diğeri “Sınav Temelli Koçluk” ve her ikisi de öğretmenlerimize süreçte yapmakta oldukları işin daha verimli ve dolgun halini vermek üzere tasarlanmıştır. Öğrencilerimiz için ise son çeyrek için tasarladığımız İngilizce, Fen Bilgisi, Kimya dersleri Koçluk ile desteklenerek alanında fark yaratan öğretmenlerimiz tarafından verilecektir. İddiamız odur ki bizler çıktığımız bu yolda hayata küsmeden, öğrenmeden vazgeçmeyen çocuklar yetiştireceğiz.

2025-03-18 10:22:41

Admin

Eğitimde Birlikte Yol Almak
Değerli okurlar merhaba, Eğitim sistemi sürekli bir dönüşüm içinde. Müfredatlar değişiyor, sınav sistemleri revize ediliyor, beklentiler çeşitleniyor. Ancak tüm bu değişimlerin merkezinde, bu yükü omuzlarında taşıyan çocuklarımız var. Onlar, bir yandan sınavlara hazırlanırken diğer yandan çocukluklarını, gençliklerini yaşamaya çalışıyorlar. Bu noktada en büyük görev biz eğitimcilere ve velilere düşüyor bizim görevimiz onların yalnızca başarı değil, mutlulukla da tanımlanan bir eğitim yolculuğu yaşamalarını sağlamak. Ben Meral CAN. Meslek hayatına 15 yıl önce Ankara’da kurumsal bir eğitim kurumunda başlamış, son 10 yılda da Ünye’de devam eden yolculuğunda kendi eğitim kurumunda devam eden bir eğitimci olarak bugünden sonda sizlerle her hafta bu köşede buluşma imkânına sahip olduğum için mutluyum. Eğitim, hayatın her döneminde yeniden tanımlanan, sürekli değişen ve gelişen bir süreç. Bu değişimin içinde öğrenciler, veliler ve öğretmenler olarak hep birlikte bir yol almaya çalışıyoruz. Öğretmenlikten idareciliğe, oradan da kendi kurumumda eğitim hizmeti sunmaya uzanan bu süreçte, değişmeyen tek şey; eğitime ve çocuklara duyduğum inanç oldu. Eğitimi yalnızca dersler ve sınavlarla sınırlı görmek yerine; değerlerle, farkındalıkla ve yaşam becerileriyle beslenen bir bütün olarak ele almalıyız. Bu köşede sizlerle, eğitimde karşılaştığımız sorunlara birlikte bakacak, çözüm yolları arayacak ve çocuklarımızın daha dengeli bir eğitim hayatına ulaşabilmesi için fikir alışverişinde bulunacağız. Çünkü inanıyorum ki, eğitimin asıl gücü; birlikte düşünebilmek, birlikte hareket edebilmektir. Yola çıkarken tek bir niyetim var: Ünye’de, eğitimi sadece bir “sistem” olarak değil, bir “yaşam alanı” olarak gören bir bakış açısını yaygınlaştırmak. Bu köşede siz değerli velilerle, sevgili öğrencilerle ve saygıdeğer meslektaşlarımla birlikte, sadece sisteme değil, gelişen bireylere odaklanan bir eğitim anlayışını konuşacağız. Dilerim ki bu yolculuk, hem öğrencilerimize hem de bizlere ışık olur. Ben bu köşede, eğitim yolculuğunda yalnız yürümek istemeyen herkes için bir durak olmak istiyorum. Dertleşeceğimiz, düşüneceğimiz, birlikte çözüm arayacağımız bir alan yaratmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki, eğitimde gerçek dönüşüm; sistemlerden önce yüreklerde başlar. Gelin, sınav kaygısının, yazılı stresinin ve müfredat değişimlerinin gölgesinde çocukluğunu yitirmeyen; kendine güvenen, düşünebilen, mutlu bireyler yetiştirmek için aynı yolda yürüyelim. Bu yol uzun, belki zor; ama birlikte yürürsek aydınlık.

2025-10-06 11:59:40

Admin

Farklılaştırma
Eğitimde Yeni Yönelim: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Üzerine Bir Değerlendirme “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum hâlinde yaşatır ya da esaret ve sefalete sevk eder.” — Mustafa Kemal Atatürk Mustafa Kemal Atatürk’ün, Millî Mücadele döneminden itibaren inkılaplar boyunca eğitimi öncelikli görmesi ve bu konuda ısrarla durması, yukarıdaki sözünün ne kadar derin bir anlam taşıdığını göstermektedir. Günümüzde bilgi, ekonomi ve teknoloji gibi kritik alanların belli toplumların elinde toplanması ve bu kaynaklarla dünya ülkeleri arasında fark yaratılması, bizlere bir kez daha eğitimin belirleyici rolünü hatırlatmaktadır. Bu gerçeğin farkında olan ülkeler, çağın gereklerine uygun, toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bireyler yetiştirmek için eğitim politikalarını ve modellerini sürekli güncelleme yoluna gitmektedir. Ancak bu tür yenilikler her zaman toplumun tüm kesimleri tarafından kolaylıkla benimsenmemiş; bazı reformlar zamanla kabul görmüş, bazıları ise çeşitli nedenlerle uygulamaya geçirilememiştir. Bugün ise Türkiye'de; eğitimcilerden öğretmenlere, velilerden öğrencilere kadar pek çok kişi, *“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ni konuşmakta ve tartışmaktadır. Modelin merkezinde yer alan önemli bir kavram ise **“farklılaştırma”*dır. Farklılaştırılmış Öğretim Nedir? Millî Eğitim Bakanlığı'nın maarif modeline ilişkin yayınladığı öğretmen kılavuzunda farklılaştırılmış öğretim; “öğrencilerin farklı ilgi alanlarına, yeteneklerine ve hazırbulunuşluk düzeylerine göre şekillendirilen bir eğitim yaklaşımı” olarak tanımlanmıştır. Bazı özel kurumların “kişiye özel eğitim” adı altında benzer uygulamalara yöneldiğini görmekteyiz. Ancak ne yazık ki, bu uygulamaların pek çoğu sahada yeterince etkili şekilde hayata geçirilemiyor. Bu durum yıllar boyu bize danışan olarak gelen öğrenci ve veli sayısından ve onların hikâyelerinden çıkardığım açık bir sonuç. Kılavuzda özellikle üzerinde durulan ve benim de alanım gereği önemle vurgulamak istediğim bir benzetme var: “Tek beden herkese uymaz.” Bu benzetme, geleneksel sınıflarla farklılaştırılmış sınıflar arasındaki temel farkı gözler önüne seriyor. Geleneksel sınıflarda başarı tek bir ölçütle tanımlanmış ve tek yönlü bir zekâ anlayışına odaklanılmış. Farklılaştırılmış sınıflarda ise çoklu zekâ türlerine yer veriliyor, bireyin başlangıç noktasına göre ulaştığı gelişim düzeyi esas alınıyor. Yani mükemmellik herkes için aynı yerde değil, bireyin kendi yolculuğunda ulaştığı noktada aranıyor. Ölçme Araçları Değişecek mi? Bu noktada önemli bir soru ortaya çıkıyor: “Ölçme ve değerlendirme araçları da değişecek mi?” Örneğin, 8. sınıf öğrencilerinin girdiği LGS ve lise öğrencilerinin girdiği YKS gibi merkezi sınavlara farklılaştırma nasıl yansıyacak? Bu sınavlar bireysel farklılıkları nasıl ölçecek? Ya da sınıf içinde uygulanan yazılı sınavlar her öğrenciye özel mi hazırlanacak? Yoksa farklılaştırma yalnızca ders anlatım teknikleriyle mi sınırlı kalacak? Bu sorulara şu aşamada net bir yanıt vermek oldukça güç. Keşke sizlere bu yeni modeli çok daha net ve açıklayıcı bir şekilde aktarabilseydik. Ancak görünen o ki, modelin etkisini ve başarısını uygulama sürecinde birlikte izleyip, öğrenci çıktıları üzerinden değerlendirme fırsatı bulacağız. Bu Süreçte Eğitimcilere ve Velilere Düşen Görev Nedir? Belirsizlikler içinde en sağlam duruş, temel kazanımlar üzerine inşa edilen eğitimdir. Her sınıf düzeyinde öğrencinin kazanması gereken yeterlilikler, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından her yıl yayımlanmaktadır. Eğer bir öğrenci, kendi sınıf düzeyine uygun kazanımları sağlıklı bir şekilde edinebiliyorsa; sistemin adı, modeli ya da yöntemi ne olursa olsun, gireceği sınavlara hazır olacaktır. Bu yüzden modelin nasıl şekilleneceğinden çok, bizlerin bu süreçte öğrenciye doğru rehberlik edip temel kazanımları kazandırma sorumluluğuna odaklanmamız gerekiyor.

2025-10-06 12:00:40

Admin

Sınavlar
Sürekli değişen müfredat, teknolojinin hızlı ilerleyişi ve buna paralel olarak değişen öğrenci davranışları; sınava hazırlık sürecinde olan siz değerli velileri farklı arayışlara yönlendiriyor. Bu arayışların sonunda alınan kararlarla öğrencinin bir yılı uzman ellere emanet ediliyor. Ancak yıl sonunda beklenen başarı, ne yazık ki çoğu zaman elde edilemiyor. Danışan velilerden sıkça duyduğumuz cümle şudur: “Hocam, ne gerekiyorsa yaptım ama olmadı.” Peki neden olmadı? Çünkü birinci aşama atlandı! Birinci aşama, öğrenciyi tanımaktır. Öğrencinin öğrenme biçimi ne kadar doğru analiz edilirse, verilecek olan eğitim de o kadar etkili olur; Bazı öğrenciler konular anlatılmadan anlayamaz. Bazıları izlemeden kavrayamaz. Kimi düzenli tekrar yapmadan öğrenemez. Kimi programını planlayamaz, deneme sınavının süresini ve düzenini ayarlayamaz. Kimisi ise uygun çalışma ortamı bulamadığında verim sağlayamaz. Ve en önemlisi; çoğu öğrenci, yanında sürece hâkim bir eğitici olmadan başarılı olamaz. Tüm bunları düşündüğümüzde karşımıza geniş bir liste çıkar: özel ders, dershane, kütüphane, koçluk desteği, deneme kulübü… Liste uzayıp gider. Ancak ekonomik koşullar ve öğrencinin sınava hazırlanmak için kalan günlük zamanı göz önünde bulundurulduğunda, bu hizmetleri tek tek almak ya da aralarından seçim yapmak gerekir. Ya da bu hizmetlerin tümünü sunabileceğini taahhüt eden kurumlarla iletişime geçmek ve öğrencinin başarısını düzenli takip etmek, velilerin kendi imkânlarına bağlıdır. Peki, bir yola girdiniz ve süreci uzman ellere teslim ettiniz ama istediğiniz başarıyı göremiyorsunuz. Yıl boyunca aynı yerden aynı hizmeti almaya devam etmek ne kadar mantıklı? Öğrencide bir ilerleme yoksa hemen değişiklik mi yapılmalı? Şunu bilmelisiniz ki; akademik değişiklikler öğrencide genellikle 1 ila 3 ay arasında fark edilir seviyeye ulaşır. Bu nedenle sabırlı olmalı, süreci takip etmeli ve sorularınızı açık bir dille ifade etmelisiniz. Unutmayın, sınav yılı bir yolculuktur. Çocuğunuz bu yolun yolcusudur. Siz ise bu yolculukta ona müdahil değil, dahil olmalısınız. İşte o zaman hem sizin hem de çocuğunuzun sınav yılı çok daha huzurlu ve verimli geçecektir.

2025-10-06 12:01:16

Admin

MY CART (3 ITEMS)

product-thumb
Construct Map
Green / XL
3 × $198.00
product-thumb
Bridge product
Green / XL
2 × $88.00
product-thumb
Labour helmet
Green / XL
1 × $289.00
SPENT $199.00 MORE FOR FREE SHIPPING TOTAL: $556 PROCEED TO CHECKOUT VIEW CART